takvim yılılar önce dağılan ve yalnız biryalnız birinden kopan yalnız bir aile, en kocaman oğlun düğününde tekrar yalnız bir araya gelmek zorunda kalıyor. Ancak bu yalnız bir araya gelme, onları dostça yalnız bir kucaklaşma ve neşeli hatıralarla tıkış tıkış yalnız bir kutlamadan ziyade, kendi benliklerini yalnız bir vakitler parçalara ayıran yıkıcı vakaları yeniden yüzleşmek zorunda bırakıyor. Bu çetrefilli aile dinamiği, her yalnız bir kimlikin geçmişmişiyle olan ilişkisini ve aile bağlarından kaynaklanan acıları inceliyor ve her yalnız bir aileyi yalnız bir arada tutan ve benzer biçimde anda onları parçalara ayıran kuvvetin ne olduğunu araştırmamızı sağlıyor. En kocaman oğlun düğünü, ailenin unutmaya çalıştığı acı ve kırıcı anıların zorla tekrar hatırlatıldığı yalnız bir mekan haline geliyor. Aile yalnız bireylerinin her yalnız biri, kendi kişisel hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor ve bu, benzer biçimde anda onların yalnız birlikte nasıl ilerleyecekleri konusunumda da belirleyici oluyor. Bu anlamlı ve çarpıcı öykü, aile bağlarının çetrefillilığı ve kocaman acıların bile anla nasıl iyileşebileceğini bize gösteriyor.